27.12.09

artık git 2009


evet artık yakamızı bırak hakikaten. enke ve de nigris sonrası diego buonanotte. çok şükür bir ölüm haberi yok ama çok ağır yaralı olarak yatıyor hastanede. işin magazini bizim işimiz değil. 3 arkadaşı ölmüş kazada. kendisi ise ağır yaralı. umarım en kısa zamanda iyileşip o süper topunu oynamaya devam eder.

sen de git artık 2009. hakikaten bıktım senden.

18.12.09

senin elinin ayarını...



hrubesch senin elinin ayarını...

taş gibi kuralar çekildi türk takımları için. en başta galatasaray tarafından bakalım. atletico madrid ne kadar formsuz olursa olsun taş gibi takım. eğer transfer olmazlarsa sergio agüero ve diego forlan ve yanlarına eklenen simao sabrosa. en büyük avantajları ise bize verdikleri kalecinin ciğerini bile biliyor olmaları. en can sıkan mevzu ise araya adam kaçırma dalında master yapan galatasaray defansını en çok zorlayacak adamlara sahip olmaları. tabii işin iyi tarafları da var. bunların başında ispanya ligi profesörü iki adamın galatasaray'ın teknik ekibi olması geliyor. rijkaard ve neeskens bu maçlarda kesinlikle galatasaray'ın en büyük güvencesi olacaklar. ayrıca bu kura gösterdi ki galatasaray devre arası sağlam transferler yapacak. beklenen defans ve forvet oyuncuları gelirse galatasaray bu turu geçebilir. onun dışında atletico madrid ismi kendi başına bir motivasyon sebebi. bu motivasyon galatasaray'ı üst tura taşıyacak en büyük güvence bana kalırsa. bu tur geçilirse ondan sonraki eşleşmede galatasaray psikolojik olarak 1-0 önde başlayacak. atletico madrid'i eleyen takım apoletiyle çıkacağı maçta everton - sporting lizbon maçının galibini eleyebilir. bana kalırsa atletico madrid eşleşmesi bir sonraki eşleşmeden çok daha zor.

fenerbahçe ters bir takıma denk geldi. lille atağa çok hızlı çıkan ve çok hızlı afrikalıları olan tipik bir fransız takımı. gervinho gibi baş belasına sahipler. çok zor maç olacak. özellikle deplasmanda oynanacak olan maç. buradan çıkarsa rakip liverpool. orasını konuşmak manasız. allah bilir.

son olarak söylemek istediğim ise şu;

senin elinin ayarını ...

deli maçlar


şampiyonlar ligi kuraları çekildi. yorumlar daha sonra.

stuttgart - barcelona
olympiacos - bordeaux
inter - chelsea
bayern münchen - fiorentina
cska moskova - sevilla
olympique lyonnais - real madrid
porto - arsenal
manchester united - milan

16.12.09

efsane


juve zor durumda. ferrera topun ağzında. ve kim gelirse gelsin juve'nin hala bu adama deli gibi ihitiyacı var. bakalım ne zaman uyanacak ciro bey.

2.12.09

irlanda'nın ahı


irlanda'nın ahı fransa'yı tuttu. fransızlar 4. torbada portekiz ile beraber. çok acayip gruplar çıkabilir ortaya. mesela;

brezilya - usa - fildişi - portekiz ya da fransa gibi bir grup oluşsa ya. yayıncı kuruluş o gruptan kafayı kaldıramaz herhalde.

30.11.09

barcelona: 1 real madrid: 0

kahramanlar

galibiyetin tadı

ismi kadar büyük bir maç olmadı en başta. beklenen daha heyecanlı bir maçtı. bunda ibrahimoviç'in yedek başlamasından busquets'in bir mehmet güven vakası olmasına kadar pek çok sebep var. bu maçta anlaşılanlara gelince;

1) messi ronaldo'dan daha çabuk toparlamış kendisini.
2) xavi ve iniesta'nın orta saha elemanı olduğu bir takımın forveti henry olamaz. ibra oynamayacaksa pedro bile olabilir o eleman.
3) busquets bırakın barcelona'yı kasımpaşa'da bile oynayamaz. hele ki o takımda sağlam bir yaya toure varsa.
4) manuel pellegrini bu takımın başında maksimum devre arasına kadar kalır.
5) barcelona böyle ah almaya devam ederse işi zor. iki ayrı yarım takımla bir hafta içinde inter ve real madrid'i madara etmeleri fazlasıyla sinir bozucu.
6) lassana diarra iyi oyuncu.
7) puyol iyi oyuncu değil. o bildiğin tanrı.

29.11.09

işte o adamlar


işte o adamlar.
25 dakika sonra ntv'de...

hoşgeldin santi rijkaard


neyse ki yengenin ve çocuğun başına bir şey gelmedi ve santi dünyaya geldi sağlıklı bir şekilde. kendisine analı - babalı bir büyüme periyodu, galatasaray'a rijkaard ile uzun süreli bir çalışma takvimi, bu durumdan spekülasyon çıkarmaya çalışan fotomaç tayfasına da akıl ihsan etsin allah.

tekrardan hoşgeldin en son aslan santi.

edit: bebek temsili resimdir :))

el classico

yürü be barça;

yerliler galaksiye karşı;

20.00 - ntv

21.11.09

el oğlu !!!



19.11.09

ne işe yararsınız?



arda domuz gribi. umuyorum ki en kısa zamanda düzelecek. zaten anlatılanlar da o yönde. zor kısmı atlatmış. nekahet dönemindeymiş. ama çok kızgınım kendisine ve galatasaray futbol kulübü çalışanlarına.

arda'nın galatasaray ve ülke için ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. bu gerçeklik ortada. ki ortada daha büyük bir gerçeklik var. onun adı da domuz gribi. biraz gazete okuyan herkes domuz gribinin özellikle italya'da çok ciddi boyutlarda olduğunu biliyor. şimdi eldeki bilgiler ışığında yola çıkarsak;

1) arda'nın menajeri olacak arkadaş sadece iş para olduğunda piyasaya çıkacaksa neden o işi yapıyor? kendi futbolcusunu korumaktan aciz bir adam neden türkiye'nin en önemli futbolcusunun menajeridir? tabii burada asıl suç arda'da. eş - dost mantığı ile menajer seçilirse olacağı bu.

2) yöneticiler sadece kötü geçen bir maç sonrası konuşma yasağı ve para cezası için mi bu kulüpte çalışmaktadırlar? kendi futbolcusunun gezi programından haberi olmayan ve olması çok muhtemel bir hastalıktan korumayan adnan sezgin ne iş yapmaktadır galatasaray'da?

3) bu kadar şaşkın varken ortalıkta en güvendiğim adamlar olan frank rijkaard ve johan neeskens neden arda'ya dur dememişlerdir?

özgürlük falan eyvallah. ama ortada çok ciddi ve ölümcül bir salgın var. ve bu salgının göbeğine gidiyor arda. kendisi dahil kimse dur demiyor bu seyahate. şaka gibi.

arda avrupa'da futbol oynayamazsa tek sebebi bu amatörlüğü olur. gerisi fazlasıyla var çünkü kendisinde.

allah'ı karıştırmayın







henry benim için bitmiştir yaptığı bu hareketle. evet belki bu katılacağı son dünya kupası ama bu keane için de geçerli. verilecek ceza açık aslında dünya kupasından men edersin. bu sayede yaptığı kursağında kalır. yukarıdaki başlıklar 3 farklı yerden. arjantin basını daha önceden alışık mevzuya ama kara el demiş. fransizlar ise tanrı'nın eli demekte bir sakınca görmemiş. italyanlar ise trapattoni tarafından bakıyorlar olaya. tuzağa düştüler gibi bir anlamı var başlığın. sonuçta olan oldu, irlanda zorla - şerle elendi.

zaten yapılması beklenen de buydu. son anda değiştirlen pot düzen, ve portekiz ve fransa'nın zorla kupaya alınmak istenmeleri çok belliydi. ama neredeyse onu bile beceremeyecekti bu iki takım. portekiz balıyla, fransa platini'nin adamları ile finalde.

afferin size. aynen devam.

16.11.09

yeter be !!!


hakikaten yeter. daha enke'nin acısı geçmemişken antonio de nigris'in ölüm haberini aldım. 31 yaşında kalbine yenik düştü. uykusunda fenalaşmış, eşi hastaneye yetiştirememiş.

mekanı cennet olsun.

15.11.09

auf widersehen enke ...




14.11.09

tevez bırakıyor



carlos tevez futbolu bırakmak istediğini açıkladı. 2014'e kadar sözleşmesi var city ile ama sıkıldığını söylüyor açıklamasında. bakalım neler söylemiş;

- 2014'e kadar sözleşmem var ama bu sene arjantin dünya kupası'nı kazanırsa futbolu bırakmayı düşünüyorum.

- futbol oynamaktan gerçekten çok yoruldum. ailemle huzurlu vakit geçirmek istiyorum.bir çok şey kazandım. bunlar beni yeterince yordu ve mutlu etti.

- senelerdir ingiltere'deyim ama tek kelime ingilizce konuşamıyorum. kızım bile ingilizce konuşuyor ama ben konuşamıyorum. geçenlerde bana bir hikaye anlattı ve tek kelimesini bile anlamadım. sonuçta çok güldü bana.

- buna rağmen ingiltere'yi seviyorum. antreman zamanları dışında tabii. beni rahatlatıyor. ailem de burada mutlu.

13.11.09

...


11.11.09

bir babadan başka ne beklenebilir ki?


bebeği ile bir fotoğrafı kendisinin. bebeğinin burnuna doğru giden bir hortum. ama buna rağmen gülümsüyor o küçücük velet. enke'de kucağında yatan ve öleceği belli olan bebeğine bakıyor. gülmüyor doğal olarak. yüzünde anlatılması çok zor bir hal var. hakikaten anlatılır gibi değil. bebeğine öyle çaresiz ama bir o kadar da aşk dolu gözlerle bakıyor ki...

bu fotoğrafı görene kadar kızmıştım verdiği karara. ama hayat ibneleşiyor muntazaman. ve gün geliyor buna dayanamayanlar kendi yolunu çizmeye karar verip ilk ve son siktirlerini çekiyorlar hayata. kimisi korkak yaftasını yapıştırıyor hemen. diğer kısım ise kararın cesurluk katsayısını övüyor.

ben ise sadece iyi yolculuklar dileyebiliyorum kendisine buradan. bebeği babasını çağırdıysa, ihtiyacı olduğunu belli ettiyse kendisine gitmiştir.

bir babadan başka ne beklenebilir ki?

10.11.09

robert enke intihar etti


evet bir son dakika haberi. robert enke intihar ederek hayatına son verdi. ayrıntılar geldikçe burada belirteceğim.

edit: evet haberler gelmeye devam ediyor. alman polisi bir trenin altına kendini atarak intihar ettiğini söylüyor haberlere göre. amansız bir hastalık nedeniyle bunu yaptığı söyleniyor. şu an ortalık biraz karışık. haberler devam ettikçe yazacağım buraya.

9.11.09

ne maçtı ama!!!


işte attığı başlık bu l'equipe'in. hakikaten ne maçtı ama?

futbol güzel, futbol cici


inanılmaz bir maç oldu. 79. dakikada 4-2 önde olan marsilya 90 + 1. dakikaya 5-4 yenik girdi. maç ise yukarıdaki gibi bitti.

seyretmeyen çok şey kaçırdı. işte bu yüzden futbol güzel, futbol cici.

3.11.09

enteresan adam vesselam


johann cruyff katalan milli takımının başına geçti. katalan milli takımı tanınmıyor resmi olarak. sadece bask tarafıyla arada bir maç yapıyorlar. tanınmayan katalanlar tarafından fazla iddialı bir adım. bu arada cruyff bu işten para almayacak. kendi adına açtığı vakfa düzenli olarak yardım yapılacak.

ne diyelim? hayırlı olsun.

31.10.09

ercan saatçi'nin çapı


önce galatasaray renkleri ile yeşil saha rengini birleştirip imalarda bulundu. ve bunu bir genel yayın yönetmeninin damadı olmasından başka hiç bir sıfatı olmadığı halde türkiye'nin köklü gazetelerinden birinde yaptı. yetmemiş ki şimdi küfür ediyor galatasaray'a. kendini yazar sanan, şarkıcı sanan sanatçı sanan bir hiçin kanıtını izlemek isteyenler buradan buyursun.

28.10.09

özeleştiri


bu da işin real kısmı. alt başlıklarda "alcorcon real'i aşağıladı" diyor as gezetesi'de. yani bir fikir birliği söz konusu.

fırsat bu fırsat


real 52 dakikada 3. lig takımından 4 gol yiyince el mundo deportivo'ya gün doğdu tabi. dün yıldırım baskı hesabı "alcorcon çok yaşa" demişlerdi, bugün "aşağılanma" diye atmışlar başlıklarını.


ee kendi düşen ağlamayacak.

ne yaptın real?


alcorcon madrid'e 20 dakika mesafede bir kasaba. ve büyük ihtimalle tüm futbol tarihlerinin en önemli işini yaptılar copa del rey'de. kendi sahalarında asla yedek sayılamayacak bir takımla karşılarına çıkan real madrid'i 4 golle uğradılar. evet maç 4-0 bitti alcorcon lehine.

rövanşı var maçın. real hala tur atlama yolunda en büyük favori. ama bu yenilgi hem pellegrini'nin başını ağrıtır hem de dudek'in. elmundo deportivo "viva alcorcon" diye girmiş bile haberi.

çok sakat yani durum.

27.10.09

tanrı'nın birası


evet artık maradona için üretilen bir bira var. şu an sadece maradona içebilir. izin verse de biz de yudumlasak kendisinden.

26.10.09

don kişot olmak yetmiyor



başlamadan bitti maç.

evet maç başlamadan tam 45 dakika önce bitti. arda'nın voltası cristian tarafından kesilip ortalık karıştığı anda bitti maç. o dakika itibariyle kazandı zaten fenerbahçe maçı. çünkü o dakikaya kadar gayet sakin gözüken galatasaray futbolcularının aslında ne kadar gergin oldukları o dakika görüldü. bir de üstüne arda'yı sakinleştirmeye çalışan ve hırsı yüzünden belli olan baros daha 2. dakikada sakatlanınca film koptu. baros bu hırsı oyununa dökebilecek ender adamlardan biri çünkü futbolda. ama olmadı, olamadı maalesef.

teknik - taktik olayına girmeye gerek yok bu maçta. çünkü sahada yer alan parçalı formalıların teknik - taktik maçı değil bu maç. fatih terim tarafından kazandırılan ve zamanında işe yarayan gaz futbolunun etkisi görülüyor her deplasman maçında. karşılarındaki kişi rijkaard bile olsa dinlemiyor demek ki futbolcular. kendi beyinlerinde yarattıkları ya da birileri tarafından yaratılan bir öcü ile kapışmaktalar bu maçta. unutmamak lazım don kişot yel değirmenlerini asla yenemedi. onlar hep dönmeye devam etti. galatasaray ne zaman ki don kişot olmaktan vazgeçip rasyonelliğe adım atacak işte o zaman istediği sonucu alacak kadıköy deplasmanından. yoksa bu kafayla gidilirse bu seri uzun süre böyle devam eder.

son kertede bu maçın en büyük kaybı milan baros. onun dışındaki her türlü kayıp telafi edilebilir noktada. 14 sene şampiyonluk beklemiş bir taraftar grubuyuz biz. 10 sene karşı yakada puan alamamak koymaz bize o yüzden. bu maç biter, başkası gelir. sarı ile kırmızı yeri gelir mor ile kardeş olur. üstünde o arma olduktan sonra o forma bile kutsalımız olur.

canları sağolsun.

25.10.09

pegasus



bi maç hatırlarım. rijkaard barcelona başında, maç barnebau'da. maç sonunda ayakta tüm stad. ronaldinho alkışlanıyor.

alkış beklemiyorum elbet. ama diğer beklentilerim baki. istemeden de o eller birbirine vuracak yukarıda fotoğrafı olan pegasus için.

hadi artık başlasın maç.

24.10.09

çöküş


sanchez flores yeni takımını kenardan seyretti bugün. 26. dakikada 10, 52. dakikada 9 kişi kalan mallorca'yı yenemedi atletico madrid. forlan bir penaltı kaçırdı, ikincisini attı. ama 18 yaşındaki genç kalecileri bitirdi umutları. webo'nun pozisyonunda erken çıkıp yakmak istedi takımı, olmadı. 4 dakika sonra valero hesabı kesti. kalecinin hatası da çok büyük golde.

sancehez flores'in işi çok zor. takım formsuz daha da beteri inançsız. bakalım nasıl toparlanacaklar?

skibbe yapamadı


frankfurt münih deplasmanına gitti. skibbe'nin başında olduğu takım bu sene iyi sonuçlar alıyor. bu da gösteriyor ki beklentilerin az olduğu takımların adamı skibbe. bakıldığında performansı galatasaray performansı ile aynı. ama taraflar arasındaki beklenti farklı olunca skibbe burada başarısızken orada başarılı oluyor. görecelilik kavramı yani.



münih ise kaynayan kazan. van gaal'in 2. gol sonrası hemen arkasındaki tribüne dönüp el - kol hareketleri yapması taraftarla arasının bozuk olduğunun göstergesi. bitik luca toni kendisini de bitirecekti ki devreye robben girdi. attığı golle hem beraberliği getirdi hem de takımı ateşledi. van buyten ise son dakikada alışılan gollerinden birini attı. bu adamın galatasary ile anılması süper. umarım gelir.

sonuçta zor da olsa münih kazandı maçı. ama bulutların münih semalarının üzerinden dağılması için daha şiddetli rüzgarlara ihtiyaç var.

dedikodu vs gerçek


gelecek denen schuster ile gelen rijkaard karşı karşıya.

22.10.09

garipliğin devam gecesi

şampiyonlar ligi'nin en acayip haftasına girdiğimiz belliydi salı günü. dünkü maçlar sonrası da belli oldu ki kesinlikle tarihi bir hafta yaşadık. deplasman takımlarının aldığı puanlar, 6 kırmızı kart, kendi kalesine atılan yanlış saymadıysam 6 gol ve defans oyuncularının attığı goller. son derece enteresan bir hafta. hadi maçlara bakalım.


wolfsburg - beşiktaş maçından çok şey bekliyordum. en azından bol gol. ama olmadı. golü geçtik doğru bir top bile oynanmadı. wolfsburg organize olmaktan uzaktı. tabii bunda beşiktaş'ın orta alanda oynattığı ernst - fink ikilisinin bu organizasyonu bozmasının etkisi büyük oldu. bunun karşılığında beşiktaş'ın da organize bir atağı yoktu maalesef. daha dominant bir forvete ihtiyacı var beşiktaş'ın. en azından böyle maçları kendisine çevirmek için. mesela wolfsburg forvetlerinden biri beşiktaş'ta olsaydı dün 10 kişi kaldıkları dönemde beşiktaş kazanabilirdi maçı. ama o toplar en uçta olmasına anlam veremediğim ekrem'e gelince pozisyonlar başlamadan bitti. bir de ferrari'den konuşmak lazım sanırım. hakikaten inanılmaz oynadı. dzeko'nun ardı ardına vurduğu toplara ayak koyarak gol olmasını engelledi, hava toplarını vermedi. 2. yarının 15 dakikasında bastıran wolfsburg'un ataklarının sonuçsuz kalmasının nedeniydi. garfite'nin kırmızı kartı doğru ama son dakikada beşiktaş'ın ofsayt diye kesilen atağına yazık oldu sanki. ofsayt yok gibi o pozisyonda. sonuçta denizli'nin hayatı boyunca aldığı ilk şampiyonlar ligi puanı. bu hem denizli hem de beşiktaş üzerindeki ölü toprağını kaldırabilir. ama ben hala umutlu değilim beşiktaş ve oyunundan.



cska - manchester united maçı açık ara gecenin en sıkıcı maçı oldu. zaten sinir ediyor beni bir şampiyonlar ligi maçının 19.30'da yayınlanması. 21.45 abi bu işin oluru. o saatte olunca maça da konsantre olamıyor seyreden. keçiboynuzu gibi bir maç seyrettik. tek önemli olan akinfeev'in kendisini isteyen ferguson'a kendisini gayet iyi göstermesi. nani'nin iki pozisyonunda çok başarılı işler yaptı. bu sene sonrası manu'da göreceğiz bana kalırsa bu adamı. valencia'nın hafta sonu golü sonrası üretime devam etmesi güzel ama bir mutsuzluk var bu adamın tavrında. umalım ki anelka tarzı bir sevinme durumu olsun. yoksa durum pek hoş değil. manu çıktı bu gruptan. son dakikalarda attığı golle de beşiktaş'ı havaya soktu. bir de beşiktaş'a kendi kaderini belirleme şansı verdi. bakalım bu ne kadar kullanılacak beşiktaş tarafından?



ve haftanın maçı. milan real madrid'in kabusu olmuştur senelerden beri. ama bu seneki kadrolar ışığında bakıldığında bunu beklemiyordu kimse. işte burada büyük takım refleksi ortaya çıkıyor. milan dida'nın kendi kendine ortaya çıkardığı bir gol sonrası yenik duruma düşmesine rağmen maçı kazandı.dida hakikaten şaka gibi bir iş yapmış. elindeki topu durup duruken sektirip raul'a bir gol daha kazandırdı şampiyonlar ligi'nde. bu arada goller öncesi benzema'ya ceza sahası içinde yapılan bir hareket var ki bana kalırsa kesin penaltı. o verilseydi ne olurdu bilinmez tabii ki. bu arada aynı şey milan için de geçerli. maç 2-1 iken verilmeyen buz gibi bir golü var milan'ın. enteresan bir denklem yani. real madrid ve özellikle pellegrini için tehlike çanları çalıyor. real ronaldo sakatlandığından beri istediği topu oynamaktan çok uzak. ronaldo endeksli bir takım görüntüsünde olmaları hem taraftarın hem de başkanın canını fena halde sıkıyor. aslında drenthe bir piyango olmuştu pellegrini için. kendisini oyuna aldıktan 5 dakika sonra golü atan bu genç hollandalı memleket satıhlarında da şu aralar meşhur olan a - b - z planları konuşmalarında öne çıkarabilirdi pellegrini'yi. ama pato buna izin vermedi. bu arada casiilas'ın hatası unutulur gibi değil ama iş biraz farklı. ceza sahası dışındaki topa dokunmak için tek hamle şansı vardı kendisinin. o hamleyi yapamadıktan sonra kırmızı kart korkusundan dokunamadı topa ve pato golü attı. pirlo'nun golüne ise şapka çıkartılır. ayaküstü muhteşem bir vuruş yapmış 35 metreden. mutlaka seyredin. leonardo kredisini arttırdı. rijkaard'ı da bir süre rahat bırakırlar artık. tabii real madrid için adını yazmaya başlamazlarsa.


grubun diğer maçında marsilya zürih'i görece zor geçmiş. burada da sayılmayan bir gol var ama karar doğru. gol ise eski madrid oyuncusu heinze'den. defansçıların golcülerine bir katkı da kendisi yapmış. ki geçen hafta da atmıştı. zürih milan galibiyetini etkisiz hale getirdi bu maçla. marsilya'nın ikinci maçı da alacağını düşünüyorum ben.


defans adamlarının efendisi bordeaux - bayern münih maçı'nda görüldü. bordeaux'lu ciani münih stoperi van buyten'in topunu kendi kalesine gönderdi yetmedi bir kaç dakika sonra kornerden gelen topu havadan topukla nefis bir şekilde münih ağlarına gönderdi. bu golün aynısını tihinen atmıştı milan'a. defans oyuncularına bir haller oldu. gol atmalarını bilirdik ama atılan gollerin tarzı değişti. çok şık goller geliyor kazma olarak tanımlanan bu adamlardan. ama bu maçın tek olayı bu değil. bordeaux'un kaçırdığı 2 penaltı var maçta. gourcuff dünyanın en rezil panenka penaltısını butt'a teslim etti. yapamıyorsan uğraşmayacaksın işte. böyle rezil oluyorsun. jussie'nin penaltısını ise butt nefis kurtarmış. münih'in kırmızı kartları, atamadığı golleri başına iş açacak bu takımın. an itibari ile 3. sıradalar. ne olacakları ise muamma.


bir defans golü de chiellini'den.attığı golle juventus'a ilk 3 puanını kazandırdı. haifa defans olarak dayanıklı bir takım çıktı. münih karşısında 75 dakika dayanıp sonra dağılmışlardı. bu maç o olmadı. bir golle kaldı maç. aslına bakılırsa çok gol kaçırmış juve. giovinco ile diego güzel işler yapmışlar beraber. bu ikilinin üstüne gidilirse italya ligi için fazla kreatif bir orta saha yaratılabilir. ferrara kör topal gidiyor. gruptan çıkarsa işi zor. ama sonuçta juventus bu takımın adı. bir anda italyan finali bile görebiliriz madrid'de. son olarak da ufak bir ayrıntı. juve golü sonrası i will survive çalıyor stadda. bir anda ali sami yen'e dönüyor ortalık. ne güzel.


fatih terim ya da bir başkası bilmiyorum. ama abel resino'nun işi bitti. geçen senenin gol kralına sahip bir takım gol atamıyor. ki yanında simao ve agüero gibi adamlar varken. daha da beteri maçın varlık noktasında yoklar. etkisiz elemanılar maçın. defans evlere şenlik bir kere. dün yeteneksizliği paçasından akan kalou'ya zorla 2 gol attırdılar. lampard'ın golü ve yine kendi kalesine bir sayı. 4-0 bitti maç. bir sayılmayan gol ve assenjo'nun inanılmaz çıkardığı 3 top var. akıl alır gibi değil. bir sonraki chelsea maçına resino ile çıkarlar mı bilmiyorum açıkçası.


porto ve şut. ayrılmaz ikili. apoel'i şut manyağı yapıp geri düştükleri maçı hulk sayesinde kazandılar. bu takımın sorunu da bu falcao gibi bir adm ellerindeyken kanat akınlarına hiç rağbet etmiyorlar. mütemadiyen şut derdindeler. ama iyi yaptıkları bir şey var ki o da derin toplar. hulk sayesinde tıkır tıkır işliyor bu taktik. ağır gözükmesine rağmen inanılmaz hızlı ve çok teknik bir futbolcu bu çocuk. paçavra etmiş apoel defansını. seneye elden çıkacak adam kendisi olacaktır. porto yine madeni bulmuş. helal olsun adamlara.

çok enteresan bir haftayı geride bıraktık şampiyonlar ligi'nde. gruplar iyiden arapsaçına döndü. bakalım neler olacak?