28.8.09

22 yaşında jübile

shane supple henüz 22 yaşında ipswich town kalecisi. iki sene önce ingiltere'de yılın en iyi genç kalecisi seçilecek kadar da yetenekli. ama o artık bir futbol emeklisi.

evet shane supple 22 yaşında futbolu bıraktı. açıklaması gayet şaşırtıcı ama net;

- Profesyonel futbol oyuncusu bundan sonra istediğimi bir şey değil. Gelişmek, büyümek istiyorsan hayatta başka şeyler de var. Ancak futbol benim için bitti. Bu kararı almamın sadece bir nedeni yok. Ancak futboldan zevk almadığım faktörlerden birisi. Artık futbolu kalbimin derinliklerinde hissetmiyorum. Futboldan soğudum ve artık maçlardan zevk almıyorum.

bu kadar basit işte. artık sevmiyor bu oyunu. helal olsun demekten alamıyorum kendimi açıkçası. bu kadar net, bu kadar güzel açıklanabilirdi futbolun bir oyun olduğu. evet shane supple oynadığı bu oyundan sıkıldı ve arkasına bakmadan gitti.

yolu açık olsun.

the game begin

a grubu: balansı oturmamış bayern münih karşısında juventus ve bordeaux gibi iki tane taş gibi takım buldu. en büyük transferi oliç ve mario gomez olan ve ribery sorunu çözememiş bayern kendisine gelene kadar ikinci tur dışında bulabilir kendisini. ama bu arada öğrendim ki ribery gitmiş robben gelmiş. ayrıca van der vaart'da münih oyuncusu oldu. bu işleri değiştirir. münih birinci bile çıkabilir. bana göre grubun favorisi juventus. münih bu transferlerle ikinci olur. bordeaux avrupa ligi'ne gider ve garanti galatasaray ile eşleşir. haifa puan alamayabilir.

b grubu: son takıma kadar bir ihtimal düşüncesi saran beşiktaş'ın grubu. ama durum o kadar parlak değil. ingiliz takımları her zaman tersti ki bunların en tersi olan manu oldu beşiktaş'ın rakibi. cska eğer o zamana kadar kovmazsa zico ile çıkacak beşiktaş'ın karşısına. zico'nun buraları bilmesi avantajı. ama daha da önemli olan beşiktaş'ın rusya'ya gidiş tarihi bana kalırsa. inşallah ilk maçı rusya'da olur da çok fazla oralara kurt inecek havalar gelmeden atar o deplasmanı başından. son torbadan ise en olmayacak takım çıktı. wolfsburg dzeko ve grafite'ye martins katkısı yaptı. bir de misimovic gibi bir bela var. çok isterdim ama beşiktaş'ın bu grupta pek şansı yok gibi. ilk ikiyi manu ve wolfsburg alırlar. cska maçı erken olursa beşiktaş'ın avrupa ligi şansı olur. ama bana kalırsa beşiktaş'ın kadrosu bu yarışma için yetersiz. umarım yanılırım.

c grubu: bir nevi ölüm grubu. milan, real madrid, marsilya ve zavallı zürih. bu sene sıfır çeken takımlara bir ek bu gruptan olabilir. milan her ne olursa milan usta. italyan takımlarının sağı solu belli olmaz. kendi krallığını ilan etmeye başlayan ronaldinho ve pato bu takımı bu gruptan çıkartabilirler. bana kalırsa en büyük rakipleri de marsilya olacak ikincilik için. real madrid için en büyük soru işareti pellegrini. evet villareal ile şampiyonlar ligi dahil iyi işler yaptı ama durum bu sefer farklı. ama ne olursa olsun bu grubun birincisi olacaktır. benim ikincilik için favorim burun farkıyla milan. marsilya ise avrupa ligi yolcusu olur. zürih'in puan alacağını sanmıyorum.

d grubu: chelsea, porto atletico ve bir başka zavallı apoel. bu grup her olaya gebe. apoel dışında kim çıksa üst tura şaşırtıcı olmaz benim için. porto sakat takım. denk getirdiğinde her takımı her yerde yenebilir. bu senelerdir böyle. beşiktaş'ın grubunda yaptığı işler unutulmasın. atletico'nun ise ortası yok. iddia ediyorum bu kadar sarsak olmasalar bu kupada en az yarı final oynarlar. ama bu takımın bir anda değişmesini beklemek manasız. illa bir tahmin gerekiyorsa chelsea ve porto derim ben. atletico avrupa ligi yolcusu olur. apoel ise bir başka sıfır beklediğim takım.

e grubu: liverpool, lyon, fiorentina ve debrecen. liverpool ve lyon bu grubun devam edenleri olacaktır. fiorentina avrupa ligi'ne yollanır. debrecen'in ise olmayacak bir maçta bir takıma çelme atmasını bekliyorum. bakalım hangisine denk gelecek. iddaa tayfası dikkat etsin bu takıma.

f grubu: oy ki oy. büyük takas sonrası belki de kar - zarar olayını çok net göreceğimiz maçları seyredeceğiz bu grupta. barcelona - inter maçları çok güzel olacak. dinamo kiev'in inter'e çelme takacağını düşünüyorum bu da barcelona'nın grup birincisi olacağı anlamına geliyor benim için. inter ikinci olarak yoluna devam eder. dinamo kiev'in ne kadar şansı varsa rubin kazan'ın da o kadar şansı var bu grupta. kendi sahasında büyüklere daha fazla çelme takan takım avrupa ligine gider. bana sorarsanız bu sene sürpriz olacak takım rubin kazan. avrupa ligi'ne gideceklerini düşünüyorum.

g grubu: şeker gibi grup hacım. sevilla, rangers, stuttgart, unirea. sevilla stuttgart yola devam eder. rangers bir acayip takım. özellikle deplasmanda yoklar. unirea ikinci sürprizi yapıp iskoçların avrupa ile ilişkisini erken kesebilir. benden söylemesi.

h grubu: denk güçlerin kavgası olacak. arsenal, az, olimpiakos ve standart'ın olduğu grup ne olursa yadırganmayacak gruplardan. olimpiakos kendi sahasında tehlikeli. her takımdan puan alabilir. bana göre iç saha ortamı en korkunç takım yunan ekibi. buna arsenal'de dahil. illa bir yorum bekliyorsanız arsenal ve olimpiakos bir üst turu görür. az ise avrupa ligi'ne yollanır.
standart'tan pek beklentim yok. olmayacak bir çalımla heyecan katabilirler o kadar.

sonuçta güzel maçlar olacak. beşiktaş'a başarılar. hakikaten ihtiyaçları olacak.

26.8.09

futbola oruç molası

ilginç ülkeyiz vesselam. o kadar ilginciz ki bir maça oruç açmak için beş dakika ara verebiliyoruz. hatta bunu orta hakem yan hakem için yapabiliyor. tüm bu olanlar denizlispor - nazillispor hazırlık maçında oluyor. akşam ezanı okunur okunmaz orta hakem görev bilinci ile düdüğünü öttürüyor ve maça beş dakika ara veriyor. oruçlar açılıyor, hasbıhal ediliyor. maça devam ondan sonra. ha bu arada erhan altın oruç tutan oyunculara bir ay izin verilmesinden bahsetmiş. aynı erhan altın oyuncum yok diye demeç veriyor iki gün sonrasında. kimbilir belki de iftara gitmişlerdir.

jose mourinho muntari'yi oruç tuttuğu için suçluyor, dini gruplar tehdit ediyor. türkiye'de oruç arası gibi bambaşka bir ara yaratılıyor. brezilyalı bir dolu tarikatçi isa'ya ait olduğunu bağıra bağıra gösteriyor. sonrasında da futbol sadece futboldur deniyor.

ya bi gidin.

20.8.09

avrupa ligi yorumları

bugün birbirine yakın saatlerde 4 tane avrupa ligi maçı var türk takımlarının. en başta buna değinmek lazım. 4 takımdan üçünüm yayını d-smart kanallarında. sanki bir paylaşıma gidilse daha iyi olurdu. d-samrt bu maçlardan en azından birini kendi kanallarından birine paslayıp reklam gelirini yine cebine atabilirdi. ama çok şey istiyoruz biliyorum.

açılışı trabzonspor yapacak toulouse karşısında. uğur meleke'nin güzel bir yazısı var bugün. dediği çarpıcı. geçen sene trabzonspor tüm gollerini toplam 8 oyuncudan bulmuş. bu sayı düşen hacettepe'de bile 12 kişi. ki bu sene umut'un umutsuz, gökhan'ın siftahsız olduğu düşünülürse bir sıkıntı geliyor insanın üstüne. bir de tüm bunların dışında bir trabzonspor taraftarı bakışı var ki o en fenası. diyarbakır maçı sonrası çıkan olaylar hoş değil. trabzonspor sabır futbolu oynar ve ağır olduğu bilinen toulouse defansının arasına truva atı misali alanazinho'yu sokmaya başarırsa mutlaka gol atar. ki bu maçta oynaması gereken adamlardan biri de selçuk olmalı aynı sebepten dolayı. şut atma becerisi olan seçuk ve ceyhun maçın kildini çözebilirler. karşı tarafta ise fransız milli forvet gignac'a dikkat etmek lazım. işi komple terse çevirebilir. tazameta ile mendoza'nın sorun çıkardığı defans gignac karşısında ne yapar kestirmek zor.

tahmin: gollü beraberlik

bir sonraki maç ise sivasspor ile shaktar arasında. sivasspor'un bu sene ilk 8'in altında kalacağını düşünüyorum açıkçası. bu beklentinin sonucu olarak da bugünkü maçta da pek bir şey beklemiyorum sivas'tan. karşılarındaki takım deplasman silahlarına fazlasıyla sahip ve başında türkiye kurdu lucescu'nun olduğu bir takım. beş yedikleri anderlecht'in lyon karşısında beşlik olduğunu düşünürsek sivas hakkında daha kesin bir bilgiye sahip olabiliriz. timiosara karşısına 5 eksik ve bir kalp krizi ile çıkan shaktar'ın turu atlamasını bekliyorum kendi adıma. hem de iki galibiyetle.

tahmin: shaktar galibiyeti

bu maç bitmeden fenerbahçe çıkacak sion karşısına. alex'in sakatlanması sonrası deivid'in de gerekli performansı gösterememesi orta sahada yaratıcı futbolcu eksikliğini ortaya çıkarablir. ama burada da emre faktörü ortaya çıkıyor. sezona çok iyi başladı ve öyle de devam ediyor. daum'un ne yapacağı belli de olsa aklıma santos'un alex'in yerine çekilip uğur boral'ın sol açığa alınması gibi bir şey geliyor. ama yapmayacağı belli. deivid ile başlayacaktır maça. defansta ise lugano - önder ile başlayacağını düşünüyorum. lugano olmasaydı mpenza büyük dert yaratabilir diye düşünüyordum. ama lugano bu etkiyi azaltacaktır. ama yine de mpenza dert olacak fenerbahçe'nin başına. sion'un çok atıp çok yiyen bir takım olduğunu da düşürsek şenlikli bir maç izleyebiliriz.

tahmin: gollü beraberlik ya da yine gollü bir maç sonrası bir fenerbahçe galibiyeti

gecenin finali ise ali sami yen stadı'nda galatasaray - talinn maçı ile yapılacak. maç öncesi en çok dikkat çeken ve hatta sevindiren durum sakatların iyileşmiş olması. mehmet topal ve elano blumer kadroda olacaklar ama 11'de başlamaları beklenmiyor. rijkaard'ın maç öncesi açıklamalarında maçı son derece ciddiye aldıklarını göstermesi önemli. bu da rotasyonun minimuma düşeceğini gösteriyor. beklenen kadro ise netanya maçı 11'i ile neredeyse aynı. tek fark ise aydın yerine kewell'ın oynayacak olması. maçın 2. yasısında ise elano ile taraftarın buluşması bekleniyor. karşı tarafın ise en önemli gol ayağı andreev almeria yolunu tuttu. farklı bir şey beklemek manasız. galatasaray bana kalırsa iki maçı da kazanır. ama illa şekle uygun yazmak gerekirse;

tahmin: farklı galatasaray galibiyeti

tüm takımlara başarılar. istenen tabii ki 4x4. ama tersliklere de üzülmemek lazım. çünkü bu oyunun adı futbol ve son düdük çalana kadar herkes tur atlayabilir.

avrupa ligi artık başlasın.

17.8.09

tanımlanamayan koşan cisim




başka bir formdan, başka bir varlıktan bahsediyoruz. kendisine insan demek gittikçe zorlaşıyor. bir adımı yaklaşık 3 metre olan, 100 metre dünya rekorunu 11 salise geriye çekerken hala kafasını çevirip sağına soluna bakabilen bir varlıktan söz ediyoruz.

yapılan bir araştırmaya göre bir insanın koşabileceği maksimum derece 9.54 + 4 salise gibi gözüküyor. yani bu sınırın üstünü gördü bolt. ve kendisinin söylediği rekoru 9.40'lı derecelere çekebileceği. şu ana kadar inanılmaz işler yaptı. bunu da yapabilir.

in bolt we trust.

13.8.09

muhteşem (!) italya ligi kapıcıları


italya ligi'nde renklerinden dolayı sevdiğim bir takımdır roma. roma derbilerinde faşist lazio'ya karşı her zaman tarafında yer almışımdır. ama son bir hareketleri var ki olacak gibi değil.

daha önceki bir postta ağzında altın kaşıkla doğanlar arasında gösterdiğim ve nasıl bir şansla italya ligi devlerinden oynadığını aklımın almadığı zelijko kalac'ı aldılar kaleye. tabii onlar kadar şaşkın olan milan'ın flavio roma'yı aldığını da ekleyelim. bunun karşılığında ise inter julio cesar, juventus gainluigi buffon ile giriyor sezona. sonuç sanki daha buradan belli gibi.

bizim ülkede ise morgan de sanctis beğenilmediği için gönderildi yerine gelen leo franco ise hala soru işareti bazıları için.

bir yerde bir terslik yok mu sizce de?

11.8.09

la liga'nın uzakdoğu açılımı


uzun süredir ingiltere premier ligi'nin elinde bulunan en değerli lig durumu bu sene yapılan çılgın transferle sonrası la liga'nın eline geçti. işin maddi boyutunu tam bilmesem de en azından ilk bakışta bu kendini hissettiriyor. bir sene önce premier ligi alan digiturk platformu bunun için özel bir kanal kurup özel bir fiyatlandırma bile yaptı. ama en sonunda ilahi adalet ya da daha doğrusu real madrid ve barcelona bu durumu bizden yana çevirdiler. ntv ve ntv spor sayesinde bu ligi seyredebileceğiz.

gelelim postun asıl anlatmak istediğine. uzakdoğu son zamanlarda büyük liglerin büyük takımları için bir çekim merkezi durumunda. öyle ki hazırlık maçları dışında kimi resmi organizsyonlarda bu topraklarda düzenleniyor. italya süper kupası gibi. bunun en büyük nedeni de tabii ki işin ekonomik tarafı. uzakdoğu ve asya'da yapılacak organizasyonlar için çılgın paralar öneriliyor kulüplere. bunun yanında gidilen yerlerde açılan storelar sayesinde kulüp ekstra bir kazanç kapısını daha açıyor kendilerine. hatta bu pazarı kullanabilmek için o ülkelerden özelikle yapılan transferler dahi var. bu pazarlama stratejisi formula 1'den basketbola kadar pek çok alanda da kullanılıyor. ülkelerinden birini bir takımda gören uzakdoğulu ya da asyalı taraftar kitlesi otomatikman o takıma sempati duyuyor ve ürünlerine ilgi göstererek bir anda takıma çok ciddi bir kaynak sağlıyor. endüstriyel futbol cinlikleri kısacası. barcelona son turundan 6 milyon euro'yu cebine koyarak döndü.

işte tüm bunları göz önüne alan ispanya futbol federasyonu bu seneden itibaren bazı maçları 16.00'da oynatmak istiyor. bu sayede saat farkı yüzünden uzakdoğu ülkelerinde seyredilemeyen liglerini daha satılabilir hale getirmek istiyorlar. bu kararın arkasında ise yaptığı transferlere çılgın paralar harcayan real madrid olduğu söyleniyor. aynı şekilde barcelona'da bu para kaynağının artacağını düşünerek bu kararı destekleyenler arasında. ama özellikle başaltı takımlar kendi taraftarlarının bu saatte maça gelemeyeceklerini ve dolayısıyla kendi stadyum gelirlerinin düşeceğini söyleyerek bu karara karşı çıkıyorlar. durum biraz muamma gibi gözükse de ligin abilerinin dediği olacak gibi.

italya ligi'nde yapılan bu değişiklik biraz sancılı olsada tuttu. yapılan araştırmalarda uzakdoğu diyarlarında en çok taraftarı olan takım milan. yani izlenebilir olmak sempatizan olmak için yeterli gibi gözüküyor. pasta büyük ve yemek isteyenler gittikçe çoğalıyor.
bakalım la liga bu topa nasıl girecek?

günün sözü

"bu aralar messi'yi arıyorum ama ulaşamıyorum. obama'ya ulaşmak kendisine ulaşmaktan çok daha kolay"

diego armando maradona