30.6.09

erman toroğlu - carlisle united - jimmy glass

erman toroğlu'nun meşhur lafıdır. "kaleci dediğin en az beş maçı kurtacak" der. işte buna en uygun durum. yıl 1999 carlisle united - plymouth ile oynuyor. carlisle maçı kaybederse küme düşecek. ama kalede o yıl swindon'dan kiralanmış olan jimmy glass en olmayacak olanı yapıyor. kornerde ileri çıkıyor ve takımını kümede tutan golü atıyor. aşağıda o günü anlatan bir link var. futbolu neden seviyoruz diyenler daha dikkatli izlesin.


bu arada bu efsane gol üzerine one hit wonder: the jimmy glass story isimli bir kitabın da yayınlandığını söylemekte fayda var. isteyenler amazon.com'dan alabilirler kitabı.

o an


u-21 turnuvası sırasında aquafresca'nın kaçırdığı gol sonrası üzüntüsü. reuters bu işi biliyor.

belçika'nın makus talihi

belçika'nın müslüman ülke takımlarından çektiği nedir? iki tane efsane gol yediler. birini bizimle yaptıkları maçta oktay derelioğlu'ndan , diğerini ise 94 dünya kupası'nda suudi arabistanlı al owairan'dan. izleyin siz karar verin.



oktay derelioğlu

saeed al-owairan

böyle buyurdu emirates stadı

evet stadlardan başladık bugüne, stadlardan devam edelim. arsenal highbury günlerini bitirerek emirates stadı gibi büyük bir külfetin altına girdiğinde herkes endişeliydi ilk başta. çok ciddi bir yatırımdı bu ve arsenal ne kadar büyük olursa olsun bazı sıkıntılar yaşayacaktı. bu sıkıntıların en başında da transfer kaynağı geliyordu. ama arsenal bunu arsene wenger'in mucize seçimleri ve bulduğu sağlam gençlerle atlatmayı başardı. premier ligin en genç takımı olan arsenal buna rağmen her sene kendini şampiyonlar ligi potasında buldu ve buradan kazandığı parayla da kendini döndürmeyi başardı.

ve işte o sıkıntılar artık sona erdi ve bu devasa yapı arsenal'e para için kaynak yaratmaya başladı. uzun zamandır taraftarını heyecanlandıracak bir transfere girişemeyen arsenal ise büyük oynamaya kararlı. bu oyunun iki ası ise david villa ve franck ribery. arsenal çok ciddi bir biçimde bu iki oyuncunun peşinde. iki oyuncu için ayrılan paranın 60 milyon pound olduğu konuşuluyor. david villa için 30 milyon pound gibi bir öneri ile gidecekler valencia'ya. bayern münih'in ise 40 milyon pound değer biçtiği ribery için ise 30 milyon pound + nicklas bendtner paketini götürmeye hazırlanıyorlar. bendtner'in piyasa değeri 10 milyon pound civarında olduğu için hesap tutuyor gibi gözüküyor.

uzun süredir başa oynarmış gibi gözüken, iyi başlayan ama nefesi yetmeyen arsenal için önemli bir atılım bu. ama bu atılımın yapılmasını sağlayan ileri görüşü de ayrıca kutlamak lazım.

türk telekom dert arena

seyrantepe projesi olarak başlayan, aslantepe olarak devam eden ve en sonunda türk telekom arena adını alan galatasaray'ın yeni stadı bitmemek için direniyor. galatasaraylılığından en ufak bir şüphe duymadığım eren talu yatırması gereken parayı toki'ye yatırmayınca toki ihaleyi iptal etmeye ve bu projeyi eren talu'dan almaya karar verdi.

şimdi olacaklar tamamen muamma. bir yandan galatasaray son sezon adı altında ali sami yen kombinesi satarken bir yandan da yeni stadın localarını satmakla uğraşıyor. rijkaard'ın gelme sebeplerinden birinin bu stad olduğu konuşuluyordu. işin hukuki yönüne vakıf değilim açıkçası ama bu işin iptali, yeniden bir ihale açılması, bu ihalenin yapılışı ve yeni şirketin inşaata başlaması en az bir 3 ay alır gibime geliyor.

olan yine galatasaraylı taraftarın umutlarına oldu.

29.6.09

they belong to jesus





ne yalan söyleyeyim acaba dedim maç içinde. ispanya'yı 2-0 ile geçen amerika brezilya karşısında durumu 2-0 yapınca ve bu gollerden birini son yılların en muhteşem kontraatağı ile atınca acaba dedim. çünkü daha çok açılacaktı brezilya ve bu kontraatağın çok daha fazlası gelebilecekti amerika'dan. ama ikinci yarının hemen başında luis fabiano golü atınca soru işaretleri kafamdan gitti. sanırım o an amerikalılar da kupanın gittiğini anladılar.
evet bir konfederasyon kupası daha bitti. şampiyon brezilya. bana göre yetersiz olan dunga'nın ilk başarısı. bu kupaya rağmen hala bu takımın başındaki adam olamayacağını düşünüyorum. onun dışında son maça kadar 0 puan ve -5 averajı olan amerika'nın renk kattığı bir turnuva oldu.
kaka en iyi futbolcu, luis fabiano gol kralı, tim howard'da en iyi kaleci ödüllerini aldı. en iyi din reklamı ödülü ise komple brezilya takımına gitti.

24.6.09

seçmeler - saçma


seçmeler;


- milan hayalim ama kararı takımım verir
edin dzeko - transferi ile ilgili açıklama yaparken


- sadece büyük transferlerle büyük takım olunmaz
vicente del bosque - real madrid'in transfer politikasını eleştirirken


- milan taraftarıyım. gullit ve van basten idollerim
guiseppe rossi - transferi hakkında sorulan soruları cevaplarken


- real madrid'in benim için yaptıklarına teşekkür ederim. kaka, raul ve casillas ile aynı takımda oynamak benim için çok büyük bir onur
cristiano ronaldo - transferi ile ilgili ilk ve son kez açıklama yaparken


saçma;


- real madrid benim futbol aşkımı öldürdü
julien faubert - maç sırasında yedek kulübesinde uyuduğunu unutmuşken


cissokho için yeni teklif

milan'da yaprak dökümü sürmeye niyetli ama galliani uyanıklığı elden bırakmaya niyetli değil. biliyorsunuz yakın zaman öncesinde aly cissokho transferi için porto'ya 15 milyon euro önermiş ama dişlerinde problem çıkınca anlaşmadan vazgeçmişlerdi. ama üstü üstüne çıkan ayrılmak istiyorum haberleri sonrası çark etmek zorunda kalan galliani bir taraftan da takımı sağlama almaya çalışıyor.son haberlere göre milan aly cissokho için yeni bir teklifle gitmiş porto'ya. bu yeni anlaşmaya göre bir yıllık kiralama bedeli için 3 milyon euro önerilmiş. eğer ki cissokho olası kart cezaları ya da kadro dışı kalmalar dışında sezonun % 50'sinde oynarsa 12 milyon euro daha verip alacaklarmış kendisini. yani kendisini denemek istiyorlar yıllık 3 milyon euro'ya.

şu an için porto ve cissokho tarafından bir gelişme yok. olursa yine burada yer vereceğim zaten.

seninle 45 dakika

denilson'un vietnam macerası sadece 45 dakika sürdü. evet kendisi overrated bir oyuncudur ama 31 yaşında kendisini vietnam'a atacak kadar da değil. ciddi anlamda birilerinden kaçtığını düşünmeye başlamıştım. ama demek ki bir buhranmış bu. denilson bir gün uyandı ve "ben nerdeyim" dedi sanırım. şimdi sözleşmesini tek taraflı feshetmiş.

ilk maçında sahaya 11'de çıktı ve 45 dakika oynadı denilson. bu 45 dakika içinde de bir frikik golü attı. sonra nasıl bir şey yaşadıysa ikinci yarıya çıkmadı. kasık çekmesini bahane etti ve bu bahane ile de vietnam macerasını sonlandırdı.

bir zamanlar dünyanın en pahalı futbolcusu olan denilson maç başı anlamıştı vietnam takımıyla. sonuç olarak tek maç başı parası olan 12.000$ + gol bonusu 5.000$ ile beraber bol anı ve biz futbolseverlere verdiği süper geyiklerle geri dönüyor.

nereye olduğu ise meçhul.

23.6.09

rekortmen oyuncak

- luis aragones'e çok teşekkür ederim. bana pili tamamen dolu bir oyuncak bıraktı.

vicente del bosque - brezilya'nın 35 maçlık yenilmeme rekorunu egale ettiği maçın sonrasında

i have a dream

futbol piyasasına ilk girdiğinde ortalığı karıştıran adam oldu abramovich. yaptığı astronomik tranferlerle belki bugün yapılan ronaldo transferine en büyük kapıyı zamanında kendisi açtı. bunun yanı sıra özellikle ingiliz kulüplerinin başına çöken yabancı yatırımcı kabusunu da başlattı. buna kabus dememin sebebi tabii ki takımı sahiplenen taraftar. malcolm glazer'a kızıp yeni takım kuran manu taraftarlarını unutmadık.

ama zaman çok hızlı ilerliyor ve şemsiye bir anda terse dönebiliyor. tüm dünyayı etkileyen ya da öyle olduğuna inandırılmaya çalışılan küresel mali kriz abramovich'i de etkiledi. geçen günlerde gazetede çıkan bir haberde servetinin yüzde 25 oranında eridiğinden bahis açılmıştı. gerçeği - yalanı onu ilgilendirir. bizim işimiz olayın futbol tarafını konuşmak.

chelsea ilk seneki o transfer manyaklığından sonra daha akıllı işler yapmaya başladı. isim yerine takıma gerçekten uyum sağlayacak, artı değer olabilecek oyuncuların peşinde koştular ve başarılı oldular. tabii bunda mourinho katkısı da büyük. her ne kadar istediği şampiyonlar ligi kupası'nı henüz kazanamamış olsa da premier lig şampiyonluğu gibi rüyasında göremeyeceği bir titr kazandı chelsea. ama abramovich'in gözü hala en büyük kupada.
bu kupayı kazanmak için hiddink'i getirdi takımın başına 3 ay için. hatta neredeyse başarıyordu. ama bu sefer şanssızlığı yüzyılın takım barcelona ile karşılaşmak oldu. iyi çarpıştılar ama iniesta bitirdi hayalleri. bu sene hayal gerçek olacak mı acaba derken florentino perez çıktı piyasaya. ortalığı dağıttı. kaka ve ronaldo transferleri ile los galacticos 2'nin peşine düştü.

şimdi tüm bunlar ortadayken hayali canlı tutacak bazı hamleler lazım chelsea için. hayal kulübün sahibine ait olunca da hamleler daha inandırıcı olabiliyor.

gelelim postun özetine. abramovich sorunlu drogba ve takımdan her an sıkılabilecek anelka yerine iki forvet düşünüyor. menşeileri aynı, ikisi de ölümcül. ve en önemlisi abramovich gözünü karartmış durumda. ikisi için gözden çıkardı para an itibari ile 100 milyon euro deniyor yabancı basında. ikilinin adları ise fernando torres ve david villa.

evet abramovich önümüzdeki sene için ileride torres - villa ikilisini düşlüyor. paranın olduğu yerde özellikle de endüstriyel olması ile övünülen futbolda olmayacak şey yok. real madrid ribery öncelikli çalışıyor, liverpool glen johnson'a 23 milyon pound bayıldı anlamsızca. valencia para arıyor. sanki tek rakip barcelona gibi yine.

bakalım bu sefer de yenilecek mi chelsea. yoksa hayaller gerçek mi olacak?

cinnet

- şu zamana kadar çalıştırdığım en kötü italya takımı. siz ne kadar bu takımla dünya kupası'na gideceğimizi sanıyorsanız da ben öyle bir açıklama yapmadım. istediklerimi yapmaktan aciz bir takım vardı tüm maçlarda sahada.

gençleri kadroya neden almadınız sorusu üzerine;

- siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? hangi gençlerden bahsediyorsunuz?

konfederasyon kupası sonrası marcello lippi'nin açıklamalarını okudunuz.

22.6.09

hugo broos kimdir? hakikaten soruyorum kimdir?

ekşi sözlükte hugo boss diye okudum adını. bu kadar senedir futbol seyrederim, okurum ama adını ilk defa duydum. illa samet aybaba almayacağız diye el oğlunun samet aybaba'larını almak olmuyor pek.

son olarak panserraikos'u çalıştırıp küme düşürmüş yunanistan'da. daha önceden anderlecht ve brugge tecrübeleri varmış. ama bunlar ne kadar tatmin eder trabzon taraftarını o belli değil.

sene ortası bir değişim görüyorum trabzonspor'da. kahin değilim ki en azından bu transfer için de olmaya gerek yok zaten.

galatasaray taraftarı için cennetin kapıları: gökhan zan - sabri sarıoğlu

gökhan zan galatasaray'da. milli takımda oynaması türk futbolunun ayıbıdır gözümde. daha iyi bir stoper yetiştiremiyorsak bizim, var da seçilmiyorsa fatih terim'in.

evet servet kendini geliştirdi aynı hande yener gibi. ama herkes yapamaz aynısını. hele bu kişi pozisyon alma yeteneği sıfır olan gökhan zan ise. bir de imza sırasında "şampiyon takımın kaptanı olarak geldim" demiş. keşke gelmeseydin, hep o şampiyon takımda kalsaydın.

haldun üstünel'in ilk fiyaskosu. başka biri olsa tolare edilebilirdi ama bu çok ağır kaçtı. sağda sabri, ortada gökhan.

yeteri kadar sabırlı olursak cenneti bile görebiliriz bu sezon sonunda. o kadar da iddialıyım.

19.6.09

gossip man iii


- inter benzema için mancini + vieira + 20 milyon euro teklif etmiş.

- napoli de ceglie ve pazzini'yi istiyormuş.

- juventus rossi için villareal ile görüşmelere başlamış.

- real madrid fabregas'ın da peşindeymiş.

hayırdır gattuso?!

dünkü italya - mısır maçından bir enstantane. hakkaten hayırdır gattuso?

italya: 0 mısır: 1




mısır kendini belli etmişti brezilya maçında. ama o sefer olmayan bu maçta oldu. yukarıdaki kareler maçın özetidir. bu arada mısır afrika değil avrupa kıtasında olsaydı da bir çok takımın tozunu attırırdı. en azından buradan öyle gözüküyorlar.

18.6.09

adonisgiller


milan break

milan'da enteresan işler oluyor. en başta kaka gitti. cissokho transferi son anda yattı. pato gitmek istediğini söyledi. ama en büyük iki darbe iki emektardan geldi.

andrea pirlo ve ivan gennaro gattuso ayrılma sinyali vermişler. hatta sinyal diyerek geçirmeyelim bayağı bayağı ayrılmak istedikleri söylemişler. ikisinin hedefi de aynı; ancelotti ve chelsea.

pirlo: burada yeteri kadar oynadım ve kendime yeni bir heyecan arıyorum. chelsea bu yeni maceranın adresi olabilir benim için. hem tekrardan ancelotti ile çalışmak harika olur.
adanalı gattuso: ancelotti benim ikinci babam gibi. onun olduğu yerde oynamak benim için çok büyük bir keyif.

galliani nasıl tepki gösterecek o merak konusu şu anda.

çok bilinmeyenli bir denklem: david villa transferi

david villa şu anda frank ribery ile transferin en önemli aktörü konumunda. real madrid'e gideceğine kesin gözle bakılırken real madrid kanadından maddi bazı problemler yaşadıkları haberleri yayıldı. bunun yanında zidane'ın önceliğimiz ribery. onu almak için ne gerekiyorsa yapacağız açıklaması sonrası david villa transferi tam bir bilmece haline döndü. bu bilmecenin sac ayaklarından biri barcelona. kendilerinin david villa'yı istediği biliniyor. ama valencia david villa için 40 milyon euro + bojan krkiç + caceres paketini istiyor.
martin caceres bir yatırım barcelona için. özellikle milito'nun sakatlık, marquez'in de kart problemleri sonrası daha önemli bir rol alması bekleniyordu barcelona'da. ama anladığımız kadarıyla barcelona kendisini feda etmeye hazır. bu transferde asıl problem bojan krkiç. kendisi satmaya niyetli değiller. ama bu transferde valencia'nın olmazsa olmaz noktası da kendisi.
bunun yanında şu anda konfederasyon kupası kadrosunda olan david villa kararını verdiğini belirtmiş ama doğal olarak bir takım ismi vermemiş. kendisinin barcelona formasıyla bir fotoğrafı var, hatta kendisi bir ara ispanya'da kalmak istediğini söylemişti. yani tüm parametreler barcelona'yı gösteriyor. ama işte burada da menajer giriyor devreye, rotamız ingiltere diyor. bu da chelsea ve manchester united'in adlarını tekrardan ortaya çıkarıyor.
kısacası david villa transferi çok bilinmeyenli bir denklem. valencia hem para kazanmak istiyor hem de gücünü korumak. bakalım hepsini birden başarabilecekler mi?

17.6.09

basın gidin!

bi basın gidin arkadaşım.

rahat bırakın parkeyi.

ben eskiyi istiyorum arkadaşım. kolayca ucuza bilet bulduğum, insani bir şekilde salona girebildiğim, kız arkadaşımla beraber maç seyredebildiğim, kız arkadaşım tuvalete giderken arkasından biri bir puştluk yapar mı diye düşünmediğim günleri istiyorum. 5000 tane hayvan yerine 500 tane insanla maç seyretmek istiyorum. senelerdir maça gidememe nedenim olan hayvanların elini - eteğini çekmesini istiyorum bu spordan. basketbola dair tek bilgileri "elle oynanan bir oyundur" olan hayvanların defolup gitmelerini istiyorum. futboldan yeterince beslenen fanatizmi bir de basketbolda kız - erkek ayrımı yapmadan körükleyen üç büyüklerin basıp gitmesini istiyorum bu parkeden. atılan her basket sonrası viyana kapılarına dayanmış yeniçeri gibi bağıran adamları istemiyorum goygoycu olarak. adam gibi oynanan bir oyunu adam gibi oynatan adamların bulunduğu bir yerde adam gibi maç seyretmek istiyorum eskisi gibi. en son gittiğim maçın ülker - asvel olmasının sebebi olan tüm hayvanların kaybolmasını istiyorum.
tüm bu yazı boyunca isim haklarını kullandığım hayvanlardan da özür dilerim. kedi - köpekle seyretsem bunlar olmazdı. belki o bağıran goygoycuyu ısırırlardı. ama haksız da değiller emin olun.

safari
















italya milli futbol takımı safari keyfinde. ama içinde enteresan notlar var bu safarinin.
mesela lippi. devamlı zürafa ve çitalarla ilgilenmiş. buradan uzun boylu bir forvet ve hızlı bir orta saha istediği mi çıkıyor acaba ortaya. onun dışındaki oyuncu tayfası ise buldukları minik bir aslanla eğlenmeyi tercih etmişler.
çok değil 6 ay sonra aynı aslan ile beraber görmeyi çok isterim kendilerini. tabii o kadar hayattan vazgeçtilerse.