29.4.09

allah'a havale


schalke maçı öncesi bayern yedek kulübesi. pek işe yaramadı klinsmann'ın bu çakallığı. sonuç malum.

ancelotti olmadı bilic verelim

chelsea'nin önümüzdeki seneki antrenörü çok ciddi anlamda bir papatya falına döndü. bu falın açılan en son yaprağı ise bir zamanlar ismi bizim ülke takımları ile de anılan slaven bilic.

haberlere göre ancelotti'den beklenen yanıtı alamayan chelsea peter kenyon vasıtası ile bilic ile bir görüşme yapmış ve doğal olarak olumlu yanıt almış.

bilic bilindiği gibi west ham ve everton takımlarında oynadı. yani premier lige pek yabancı sayılmaz. ama işi maviler olunca bilinen her şey de unutulabiliyor bir anda.

bakalım gerçek olacak mı bu dedikodu?

özür için en güzel zaman

evet en başta kusura bakmayın. hakikaten uzun zaman oldu yazmayalı. ama sağlam bir haberle dönmek de nasip oldu yeniden.

galatasaraylıyım ve bundan her zaman gurur duydum. ama takımım öyle zamanlarda öyle hareketler yaptı ki yüzüm de kızardı. bu yüz kızarıklığını maksimum yaşadığım zamanlardan biri de erik gerets'in takımdan gönderiliş şekli.
ilk geldiği sene takımı şampiyon yapan, ikinci sene ise sadece üstündeki forma nedeniyle korkulan bir takımı şampiyon yapamadığı için gönderilen erik gerets'in yaptıkları ortada. gittiğinde düşme potasında olam marsilya ikinci senesinde şampiyonluğun en büyük adayı durumunda. 10 sene sonrası gelen lig liderliği artık daha sağlam bir şekilde elinde marsilya'nın. bu işin sportif tarafı. işin bir de duruş tarafı var. bunun için ise volkan demirel'in hiç olay çıkmıyor dediği saraçoğlu stadı'ndaki kafası yarılmış halde takımını yönetmesini gösterebilirim kendi adıma. bu omurgalı ve sağlam duruş seneler geçse de unutulmayacak.
şimdi gelelim neden bunları anlattığıma. erik gerets sene sonu marsilya takımından ayrılacağını açıkladı. ayrılma sebebi belçika milli takımı değil. çünkü yakın zamanda gelen teklifi reddetmişti. ya daha büyük bir takımdan teklif aldı ya da efsane olarak bırakmak istiyor.

gerets ezelden beri galatarasay'ı ve boğazı ne kadar sevdiğini söylüyor. şimdi durum böyleyken özür dileme zamanıdır erik gerets'den. galatasaray güzel bir teklifle kendisine gitmeli ve hakettiği takımı kendisine teslim ederek rahat bir çalışma ortamı sağlamalıdır kendisine. çünkü bu adam bunu sonuna kadar hakediyor.

herkes ikinci bir şansı hakeder. umarım gerets bu ikinci şansı galatasaray yönetimine verir.

25.4.09

sivasspor: 3 trabzonspor: 0

özellikle üstteki beş takımın ellerinde kağıt kalem beklediği bir maçtı ve sivasspor genel beklentinin aksine gayet rahat bir oyun çıkartarak trabzonspor'u 3-0 mağlup etti.

peki neydi genel beklenti?
sivasspor bu zamana oynadığı maçlarda genel olarak ilk yarıları tartma yarısı şeklinde geçiriyordu. yani karşısındaki takımın kendisine yapacağı hamlelerin neler olacağına bakmayı tercih ediyordu. bunun sonucu olarak ortaya son derece sıkıcı maçlar çıkıyordu. bunun yanı sıra son zamanlarda şanslarının ve kimi zaman da hakemlerin yardımıyla kazandıkları puanlar da eklenince bugün oynanacak maçta bir puan kaybı olası gözüküyordu kırmızı - beyazlı takım için. ha bu puan kaybının 1 ya da 3 olmasına karar verecek merciinin ise trabzonspor olacağı beklentisi vardı.

ama ilk defa sivasspor büyük takım gibi oynamayı denedi ve başardı. maç başlar başlamaz ön tarafta yaptığı baskı ve trabzonspor'un baştan sakat doğan 4-3-3 sistemine karşılık abdurrahman ve hayrettin kozlarını öne sürmesi maçı kazanmasına etken oldu. dikkat edilirse sivasspor bekleri maça 2 gol 1 asist gibi inanılmaz bir katkı yaptılar. bunun yanında tum ve orta saha ile bütünleşen mehmet yıldız'ın trabzon'un yumuşak orta sahasını ve güçlü olarak gözüken savunmasını bayıltması da maçı sivasspor'a getirdi. maçı istediği gibi yöneten sivasspor son dakikalarda topu trabzon'a vererek aktif dinlenmeye geçti ve maçı gayet net bir skorla kazandı.

şimdi sivaspor'un önünde çok önemli bir gaziantepspor maçı var. olay açık. gaziantepspor maçından alınacak 3 puan kendilerini şampiyon, 1 puan ise şampiyonlar ligi giriş bileti sahibi yapar.
geçen sene 73 puan ve federasyon kararıyla 4. olan takım eğer aynı puanı yakalarsa şampiyon olacak. işin enteresan tarafı bir maçı eksik olan fenerbahçe tüm maçlarını kazansa bile 70'e ulaşamıyor. yani bu sene de şampiyon olmazsalar daha çok beklerler.

ama bugünkü maç gösterdi ki pek bekleme niyetlisi değiller.

kaka manu yolunda mı?

the sun gazetesinin haberine göre kaka manu yolunda. 5 yıllık anlaşma ve kılçıksız haftalık 135.000 pound önerilmiş kendisine ve bu tekliften oldukça etkilenmiş kaka. bunun yanı sıra vergiler haricinde milan'a önerilen para ise 35 milyon pound civarında. hatta bu transferin içine takımdan ayrılmak istediği söylenen tevez'in eklenmesi de konuşuluyormuş.
kaka şunları demiş;

- united gerçekten fantastik bir takım. giggs, ronaldo ve rooney gibi mükemmel oyuncuları var. bu arada anderson'da benim en yakın arkadaşlarımdan.

photoshop konusunda iyi olsaydım bir manu forması giydirilmiş fotoğrafını eklerdim buraya. ama ne yapalım? bununla idare edeceksiniz artık.

yolun sonu

evet en sonunda beklenen oldu ve adriano inter'den kapı dışarı edildi. mourinho tekrar kazanabilmek için çok uğraşmıştı kendisini ama karşı taraftan yeterli bir istek gelmeyince iplerin kopması da kaçınılmaz oldu.

şimdi bizim medya artık bonservisi de olmadığı için her gün başka bir takıma getiri kendisini. ben fantastik açılımlarla beklenmeyen takımlara da transfer söylentisinin çıkmasını bekliyorum. ha bana kalırsa kendisi ronaldo ve emerson gibi ülkesinin yolunu tutacak gibi gözüküyor.

ama oraya onlar gibi futbol oynamaya mı gidecek o bir muamma.

23.4.09

insan mısınız?


messi + henry + etoo'o = 63 gol


wofsburg = 62 gol

bayern münih = 59 gol

marsilya = 54 gol

bordeaux = 51 gol

lyon = 43 gol - ki bunu henry + eto'o bir golle geçiyorlar -

az 67 alkmaar = 62 gol

twente = 58 gol

manchester united = 56 gol

liverpool = 63 gol

chelsea = 55 gol

arsenal = 58 gol

inter = 58 gol

milan = 59 gol

juventus = 57 gol

porto = 50 gol
hakikaten insan mısınız?

en büyük guingamp


dün toulouse takımını eleyip fransa kupası finaline çıkan l'equipe'in attığı başlık.

kızım için gidiyorum

haber the sun gazetesinden. habere göre carlos tevez manchester united takımından sene sonu ayrılacak. ayrılma sebebi ise kızı. haberin doğruluğu dışında tevez'in sunduğu sebep de tartışılır. işte tevez'in dedikleri;

- ailem için harika bir şehir arıyorum. özellikle kızımın mutlu olmasını istiyorum. manchester'ın tarihine ve taraftarına büyük saygım var ama ailem için en iyi olanı buradan ayrılmam. takımıma en iyisini kazandırıp bu sene buradan ayrılmak çok iyi olacak. bir maçta 3 veya 4 gol atabilirsiniz ama bu ertesi hafta unutulmayacağınız anlamına gelmez. özellikle united'da oynuyorsanız. ben iyi bir futbolcuyum ve daha çok zaman almaya ihtiyacım var. chelsea ile oynanan maçlarda neden oynamadığımı hala anlamış değilim. ispanya ve başka ülkelerden pek çok teklif var. en iyisini bulup gitmek istiyorum.

açıklamalar kızı üzerinden başlayıp kendi sorunlarına doğru devam ediyor ama kesin olan bir şey var ki tevez manchester'da mutlu değil.

real madrid, milan ve juventus'un istediği konuşuluyor kendisini. bir de ingiltere içinden iki talibi varmış. bunların birinin chelsea diğerinin de zengin küçük kardeş city olduğu söyleniyor.
bakalım tevez sene sonu ne yapacak kızı ve kendisi için?

wonderman wonderkid'in başında

roy keane efsanesi manchester united ile başlayan ve maalesef ki en azından şimdilik onunla beraber biten bir hikaye. çünkü pek çok iyi futbolcunun başına gelen onun da başına geldi ve teknik direktörlük kariyerine başladığı ilk takım olan sunderland'de aslında fena da olmayan bir kadroyla tutunmayı başaramadı. ama tabii ki başarısızlık sonrası pes etmek yakışmazdı kendisine o da bunu yapıyor şimdi.
ligin bitmesine 2 hafta kala ipswich town ile 2 yıllık bir sözleşme imzaladı kendisi. ipswich sene başında giovanni dos santos transferi ile duyurmuştu kendisini. bakalım bu ikili hem kendi kariyerlerini hem de ipswich town takımını parlatabilecekler mi?

21.4.09

günün sözleri


- chelsea çok iyi bir takım olabilir ama ben chelsea'yi çalıştırmak istemiyorum. - carlo ancelotti

- iki penaltımız verilmedi, yenilgiyi asla haketmedik. - lyon başkanı aulas'ın bordeaux maçı sonrası yorumu.

- juande ramos ile devam edilmeli. - iker casillas

- barcelona avrupa'nın en iyi takımı. - frank lampard

let's kick racism out of football

her aldığımız sportif oyunun başında görüyoruz bu cümleyi, yetmiyor tüm avrupa kupası maçları öncesinde karşımıza çıkıyor, yetmiyor bunun üzerine filmler çekiliyor, yetmiyor benetton tüm reklam filmlerini bu tema üzerinden yapıyor ama büyük bir gerzeklikle insanlar deri renkleri yüzünden aşağılanıyor.
işte bu rezilliğin son perdesi geçen hafta juventus - inter maçında yaşandı. juventus taraftarları 18 yaşındaki gana asıllı italyan balotelli'ye karşı yaptılar bu aşağılık hareketi. işin enteresan tarafı kendi takımlarının en önemli oyuncularından biri olan sissokko'da siyahi. sanırım bu maçta oynamıyor olması kendilerine bu cesareti vermiş.
tabi bu durum herkesi fazlasıyla sinirlendirdi. en başta inter başkanı massimo moratti'yi. moratti orada olsaydım takımımı sahadan çekerdim demiş. olmaması maçın selameti açısından iyi oldu açıkçası. ama orada olup da takımı sahadan çekseydi belki de bir milat yaşanacaktı bu rezillik tarihinde.
italya futbol federasyonu da boş durmadı tabii. juventus'a bir maç seyircisiz oynama cezası verdi. juventus başkanı da bu cezaya itiraz etmeyeceklerini belirtip inter camiası ve balotelli'den özür diledi.
evet ligimizi ve taraftarımızı bir çok şeyden yerin dibine vurabiliriz ama bu konuda hakikaten üzerimize adam yok. hatta biz daha çok severiz siyahi futbolcuları. sanırım bizde de pozitif ayrımcılık var.

louis van gaal

az'nin başındaki şampiyonluğum benim başyapıtımdır. barcelona ya da ajax takımlarında şampiyon olma şansınız her zaman daha fazladır.

o yüzden bu şampiyonluğu çok önemsiyorum.

20.4.09

çakıl gazinosu iftiharla sunar: franck ribery

evet artık oynadığı bir klip de var. klip khalid'in meme pas fatique şarkısına çekilmiş.

http://www.youtube.com/watch?v=34Gl20k1chA




boynuz kulağı geçecek mi?

football club united of manchester. bu takımın adını futbolu takip edenler duydu mutlaka. duymayanlar için söylenmesi gereken tek şey ise endüstriyel futbol denen zıkkıma taraftarın verdiği en büyük ayar.

300 tane taraftar manchester united'ın amerikalı malcolm glazer'a satılmasına kızıp kurdukları bu takım şimdi içinde kırmızıların ateşi harlanmış bir şekilde mücadelesine devam ediyor. bu mücadelelerinde en büyük yardımcılarından biri de eric cantona. takımın maçlarını ciddi olarak takip ettiği biliniyor ve hatta kulübün internet sitesinin girişinde kendisinin şu sözü var;

- bu mükemmel bir fikir. umarım muhteşem bir takım olurlar ve 50 sene içerisinde bir avrupa kupası kazanırlar.
tabii ki bu şimdilik bir hayal olarak bile kalsa artık bu takımın da bir kupa şansı var. önümüzdeki sene football club united of manchester fa cup'a katılacak. ne kadar giderler muamma ama şimdiden beklenmeye başlandı abileriyle karşılaşacakları zaman. futbol bir güzellik yapar da olursa bu karşılaşma göreceğiz neler olacağını.

tüm futbolseverler olarak aynı şeyi düşünmek lazım. belki o zaman becerebiliriz.

büyük maçlar küçük sonuçlar

her zamanki gibi büyük beklenti içinde olduğumuz maçlar yine kısır futbol ve kısır skorlarla bitti. el superclassico iki muhteşem gol dışında tatsız tutsuz bir maça sahne oldu. bir zamanlar trabzonspor tarafından istenen palermo'nun muhteşem golüne bir zamanlar galatasaray tarafından istenen gallardo muhteşem bir cevap verdi. onun dışında keçi boynuzu gibi bir maç izledik.

bordeaux - lyon maçında da aynı şey yaşandı. her takımda bir tane bulunmazsa olmaz adamlardan olan ve bir zamanlar yine galatasaray'ın istediği alou diarra'nın golüyle bordeaux maçıı 1-0 kazandı. bir zamanlar galatasaray'ı çalıştıran gerets'in 1 - 0'dan maçı 2-1 yapan marsilya'sı ise şampiyonluğa koşmaya devam ediyor.


bir büyük maç da italya'da oynandı. juventus ve inter tatsız bir maç sonrası 1-1 berabere kaldılar. bu da inzaghi'nin hat - trick yaptığı maçta 5 gol atan milan'a yaradı. kırmızı siyahlı takım şu an ligin ikinci sırasında.

başka bir büyük maç da hollanda'da oynandı. ama bu sefer olayımız farklı. psv - ajx maçı 6-2 bitti ve bu sonuçla az alkmaar şampiyon oldu.

kısacası derbi ya da muadili maçlar hep büyük beklentilerin olduğu ama küçük sonuçlar doğuran kitlesel olaylar olmaya devam ediyor.

burada ya da başka bir yerde.

19.4.09

süper pippo


ne kadar ofsayta düşse de;

yetenekleri her ne kadar tartışılsa da;

bu yaşta hala nasıl oynuyor diye düşünülse de;

kesinlikle şu dünyanın gördüğü çalışma ahlakı en yüksek oyunculardan biri. sheva ve ronaldinho'yu yedek kulübesine gönderen, son 6 maçta 9 gol atan 35 yaşını devirmiş bir adam.

peki bu yazı neden yazıldı?

çünkü kendisi az evvel bir hat - trick daha yazdı hanesine torino karşısında.

helal olsun pippo.
hakikaten helal olsun.

28 sene sonra yeniden: şampiyon az 67 alkmaar

evet az evvel biten maçta psv ajax'ı 6-2 yenince ve dün de twente yenilince kendisininde vitesse'ye yenildiği haftada az alkmaar bitime 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.

louis van gaal genç ve koşan bir takım yaratıp 28 maç yenilmeyen bir takım yarattı. yetmedi dünya piyasasına dembele, el hamdoui, ari gibi adamları kazandırdı. en önemlisi 28 sene sonra takımı şampiyon yaptı.

bu sene sonuna kadar haketmişlerdi bu şampiyonluğu. buradan bir tebrik gönderelim kendilerine.

haydi maça maça maça!

ben demiyorum l'equipe diyor bu akşamki bordeaux - lyon maçı için.

bu arada maç 22.00 itibari ile kanal a ekranında.

yoksa?

newcastle için işler iyi gitmiyor. senelerdir tottenham ile birlikte en çok parayı harcayıp bir türlü başarılı olamayan takım efsanesi shearer'a sarılmasına rağmen tepetaklak gitmeye devam ediyor. az evvel biten maçta yukarıdaki cümlede adı geçen israf kardeşlerine 1-0 yenilerek kendilerini iyiden ateşe attılar.

lige yeni çıkan stoke ve hull ligde kalacak gibi gözükürken middlesborough ve newcastle yolcu gibi gözüküyorlar.

zamanında murat kosova'nın dediği gibi;

işte premier lig bu.

el superclassico

futbol seyredelim. şu görüntü mizansen olarak kalsın.

saat 21.00 ntv spor.

18.4.09

juventus: 1 inter: 1

değişen bir şey oldu mu? hayır. değişiklik sadece milan için olabilir yarın torino karşısında kazanırsa. onun dışında şampiyon inter gibi gözüküyor. onun altında olan takımların yerlerinde ufak değişiklikler olabilir. özellikle ranieri bu kafayla devam ederse.

dünya üzerindeki teknik adamlar el birliği ile mourinho'yu haklı çıkarmak için uğraşıyorlar. inanılır gibi değil. yaptığım hatalar sayesinde büyüdüm diyen ranieri'ye ben de kupalarla büyüdüm mealinde bir laf etmişti mourinho. kupa alamayan adamın büyük olamayacağını söylemişti ranieri'nin aldığı kupaları küçümseyerek. şimdi bu maçı seyredince kafam daha berraklaştı.
şu maçta giovinco neden oynatılmaz? ta buradan bakınca maicon oynamadığında çökeceği belli olan inter sağ kanadını bitirmek için kullanılması gereken giovinco 80 dakika kenarda oturdu. herhalde mourinho'ya da sorsalar giovinco oynamasın derdi. zaten o girince oldu olanlar. ardı ardına korner kazanmaya başladı juventus giovinco sayesinde. en sonunda da yine onun kullandığı bir korner grygera sayesinde ağlarla buluştu.
maçın genelinde inter daha üstün gözüktü. özellikle kontraataklarla etkili olmaya çalıştılar ve gollerini de bu yolla buldular. kullanılan bir juve korneri 3 pasla balotelli golü olarak ağlara takıldı. onun dışında kaçan %100 üç tane kontraatak pozisyonu var inter'in. ama balotelli ve ibrahimoviç yararlanamadı bu pozisyonlardan.
ha bir de italya liginin en iyi kalecisi kim tartışması da daha da harlanacak gibi. iki kaleci de inanılmaz kurtarışlara imza attılar.
sonuçta juve şampiyona kendi sahasında yenilmedi olarak geçecek bu maç tarihe. hem de 10 kişiyle.

ama maçı seyredenler ranieri'nin korkaklığı yüzünden bu maçı kazanamadığını hatırlayacaklar ömürleri boyunca.

genoa: 0 lazio:1

evet aynen sizin gibi ben de sordum aynı soruyu. bu taraftara hem de hemen arkanızdan gelen bir juve - inter maçı varken bu eziyet yapılır mı? yapılırmış.


zarate kid 66. dakikada bir gol atıp bitirdi maçı. genoa elindeki balığı kaçırdı gibi gözüküyor. bu arada lazio'da başkanın sezon sonuna kadar kampa alma tehdidinden sonra yaptığı iki maçı da kazandı.

italya ligi bitebilir bu hafta demiştim. bitirmek için ilk büyük atağı lazio yaptı. olur da bu gece inter juve'yi kendi sahasında eli boş bırakırsa çizme'de kalan maçlar gazozuna yapılır.

yorumsuz

hillsborough faciasının anıldığı andan bir görüntü.

kimbilir belki de itandje bunu görünce özür dilemek zorunda hissetti kendisini.

ödüllü soru - kim bu velet?

evet bu çocuğun kim olduğunu bilen ilk kişi 12 mayıs akşamı saat 21.00'de bkm'de oynanacak kaygan zemin adlı oyuna iki kişilik davetiye kazanacak.
buyrun bakalım.

özür şenlikleri vol.3

bu hafta boyunca herkes bir haltlar yiyip sonrasında özür diledi. anannemin şahane bir lafı vardır bu konu hakkında ama burada dillendirmeyeyim şimdi bunu.

en başta arda turan ve semih şentürk birbirlerine girip arkasından birer özür açıklaması yayınladılar. onlarla açılan özür şenliklerine bu sefer uzaklardan bir katılım var. katılım sahibi ise charles itandje.

biliyorsunuz pek çok blogda da yazıldı zaten. hillsborough faciası anmaları sırasında gülerek tüm tepkileri üzerine çekmişti. bu tepkiler sonrası da liverpool ivedilikle kararı alıp kendisini takımdan yollayacağını açıklamıştı. tüm bunların ardından itandje özür dilemiş;

- öncelikle yaptığım hareket yanlıştı ve bunu için herkesten özür dilerim. ama özellikle o faciada hayatını kaybedenlerin ailelerinden binlerce kez özür diliyorum. yaptığım hareketin savunulacak hiç bir tarafı yok. bunu kabul ediyorum. yaptığım hareket hillsborough faciasını küçümsemek için yapılmadı. anlık bir şeydi. sakın böyle bir anlama olmasın. keşke tüm üzdüğüm ailelerle teker teker konuşup özür dileyebilsem.

kulak sağlam çekilmiş, ders acı bir şekilde alınmış.

en azından cümleler bunu gösteriyor.

kısa kısa


- andrej voronin bu sene sonunda hertha berlin'den kesin olarak ayrılacağını açıkladı.

- simao sabrosa deportivo maçında atletico madrid'in 4000. golünü attı.

- getafe 6.5 ay sonra ilk kez bir deplasman maçı kazandı.

- charles itandje hillsborough faciasını hafife alınca kendini kapının önünde buldu.

- steven gerrard'ın sakatlığı beklenenden daha ciddi. en az iki hafta daha oynamayacağı konuşuluyor.



italya ligi bugün bitebilir

aslında geçen hafta bitebilirdi inter berabere kalmasaydı. ya da teknik olarak da bitti de biz kendimizi kandırıyoruz. ya da hakikaten bitecek. ya da en baştan başlayacak.

işte bu karmaşaya son verecek bir karşılaşma var bugün torino'da. juventus kendi sahasında inter ile karşılaşacak. siyah - beyaz taraf kazanırsa lig yeniden başlayabilir bir ihtimal. yok mavi - siyah taraf kazanırsa şimdiden kupa içinde şampanyasını gönderir adriano'nun.

juve'de eksikler can sıkıcı boyutta. sissokko, marchissio ve camoranesi yok. inter'de ise julio cesar çok büyük bir ihtimalle oynamayacak.

tabii bu maçın sonucunu ellerini ovuşturarak bekleyen bir takım daha var o da genoa. onlar da geçen haftanın derbi sarhoşu lazio ile karşılaşacaklar kendi sahalarında. 19.00'da oynanacak bu maçı kazanırlarsa milan'ı altlarına alıp juve ile aralarında da 2 puan bırakacaklar maç fazlasıyla.

dedik ya bu hafta ya bitecek italya ligi ya da çok kötü harlanacak altı.

abi bak ağır konuşuyorsun

mahalle ortamında yaşayanlar bilirler. gün olur mahellenin bir köşesinde dururken sizden yaşça büyük ve hürmet ettiğiniz biri yanınıza gelir. ilk başta bir kaç hoş beş ettikten sonra manasızca konuşmanın tonu ve seyri değişmeye başlar. adam sıkıntılarını senden çıkarmaya başlar. hatta bazen o kadar ileri gider ki sinkafa vardırır işi. işte o zamana kadara aman abi tamam abi denilen adama ilk posta çok ağır yolla olmasa da konur;
- abi bak ağır konuşuyorsun.

ingiltere'de bu ne kadar var bilinmez ama ağır konuşmuş ferguson benitez hakkında. aslında ağır konuşmasının sebebi benitez'in everton için ağır konuştuğunu düşünmesi. peki tüm bu olayda ferguson'un işi ne derseniz aklıma wayne rooney isminden başka bir şey gelmiyor. peki benitez ne demişti?

- everton küçük bir kulüp. merseyside büyüğü biziz.

şimdi bundan sinire kesecek biri varsa bu da everton başkanı. ama yok. ferguson kesmiş cezayı;

- everton küçük bir kulüp değil. hele benitez'in küstahça söylediği gibi hiç değil.

hakikaten ağır konuşmuş. rooney'nin yaktığı ateş harlanıyor. bakalım nereye varacak?

16.4.09

ben futbol gordum


muhtesem bir mac seyrettik londra'da. ilk yari 2-0 one gecen liverpool ve soylenen istanbul temali sarkilar, ardindan paylasim sitelerinde gosterilecek kadar sacma bir gol sonrasi cosan ve 3-2 one gecen chelsea; seyircisi yavastan disari cikip evin yolunu tutarken 2 dakikada 2 gol atip efsaneye yaklasan liverpool ve son olarak ustunde annesinin ismi yazan kramponla hayalleri bitiren lampard.

4-4'luk bir macti hakikaten. gerrard olsaydi ne olurdu diye de dusunmeden edemiyorum acikcasi. bir de drogba ile anelka'nin uyumu. inanilmazdi. turkiye'de olsalardi coktan beraber oynarlar mi diye konusulmaya baslanirdi. ama goruldu ki oynayabiliyorlar.

chelsea stamford bridge tarihi boyunca ilk kez bir avrupa kupasi macinda 4 gol yedi. ama buna ragmen tur atladi. tabi bunun icin reina'ya tesekkur etmeleri lazim.

ben futbol seyrettim. cumle icinde kullanmasi bile bile guzel.

hele bizde olan kor dovusunu seyrettikten sonra. 

14.4.09

durun siz kardeşsiniz


Galatasaray ile oynadığımız derbi maçı sonrası, hayatımın en kötü gecelerinden birini geçirdiğimi söyleyebilirim. Maç sonrasında, maçın stresini atlatıp eve gittiğimde olanın bitenin ancak farkına varabildim. Yaşanılan olaylardan büyük üzüntü ve huzursuzluk duydum. Bütün bir gece boyunca kendime hep "Biz ne yaptık böyle?" sorusunu sordum durdum. Tüm Türkiye'nin gözleri önünde, ülkemizin idol oyuncuları olarak yaptıklarımız bize hiç yakışmadı. Profesyonel futbol yaşantımda ilk kez gördüğüm kırmızı kartı kendime hiç yakıştıramadım. Maç içinde bir futbolcu maçın heyecanı, stresi ve yaşadığı baskı nedeniyle çok sağlıklı düşünemeyebilir. Çoğu zaman dışarıda çok sakin kişiliği olan futbolcular bile, saha içinde farklı bir kimliğe bürünebilir. Ben genellikle sinirlerine hakim olabilen, sakin bir kişiliğe sahibimdir. Ancak bu kez maçın aşırı gerginliğinden ben de etkilendim. Maçın son dakikalarında çıkan olaylarda asıl amacım ortalığı yatıştırmak olmasına rağmen, Arda'yı ayırmak isterken, kontrolsüzce yaptığım sert hareket hem Arda, hem de izleyenler tarafından yanlış algılandı. Sonrasında ise Arda'nın verdiği tepki neticesinde benim de sinirlerim boşaldı ve kimsenin görmek istemediği o tatsız olaylar ortaya çıktı.Arda benim için çok farklı biri. Bir rakip, bir meslektaştan öte, benim için bir kardeş. Avrupa Şampiyonası sırasında yaklaşık 45 gün boyunca Milli Takımda Arda ile yediğim, içtiğim ayrı gitmedi. Birlikte sevindik, birlikte üzüldük. Daha sonraki Milli Takım kamplarında da durum aynı idi. Gerçek bir abi kardeşin ilişkisi ancak bizimki kadar olabilirdi. Böylesi bir ilişkinin, anlık bir sinir ve tepki sonucu bozulmasına ne ben, ne de Arda izin verir. Öncelikle tüm futbolseverlerden onları böylesi olaylara tanıklık ettirdiğimiz için ve bize yakışmayan davranışlarda bulunduğumuz için, özür diliyorum. Sonrada canım kardeşim sevgili Arda' yla birlikte böyle bir olaya karışmış olmaktan duyduğum üzüntüyü belirtmek istiyorum. Ben kendi adıma bir daha böyle bir olaya karışmayacağımın sözünü veriyorum.

SEMİH ŞENTÜRK

***********************************************************************************************

Pazar gecesi Ali Sami Yen Stadı’nda maçın bitimine doğru yaşanan istenmeyen olaylar beni de derin üzüntüye boğmuştur. Özellikle Milli Takım ve Fenerbahçe’den her zaman ağabey olarak gördüğüm, sevdiğim ve ailesiyle görüştüğüm Semih Şentürk ile istemeden ve düşünmeden içine düştüğümüz durum ve ortaya çıkan fotoğraf hiç bir zaman arzu etmediğim ve hiçbir zaman onaylayamayacağım görüntülere neden oldu.Gerek kişiliğim gerekse futbol kimliğime yakışmayan bu olayın içinde Semih Şentürk’le birlikte olumsuz olarak anılmak bizim gibi birbirine saygı ve sevgisi tartışılmaz iki oyuncunun görebileceği en büyük cezadır diye düşünüyorum. Semih Şentürk’ün içten açıklaması ve yaklaşımı içinde hissettiklerini ben de onun gibi bir ağabeyim için düşünüyorum. Saha içinde yaşanan olumsuzlukların saha içinde kalması gerektiğini biliyorum. Kimin haklılığından çok dostluğumuzun, ağabey-kardeş ilişkimizin devamının önemli olduğu bilincinde yaşananlardan dolayı tüm spor kamuoyundan ve Türk halkından özür dilerim. Ayrıca Semih Şentürk ile bugüne kadar gelen inanılmaz dostluğumuzun asla tükenmeyeceğini buradan belirtirken, ona olan sevgi ve saygımın ise sonsuza kadar süreceğinin bilinmesini isterim.

Saygılarımla,

ARDA TURAN

daha söze gerek yok. en başından beri yakışanı buydu.

merseyside mı londra mı


işte bu ilk konuştuğumuz maç kadar kesin değil çünkü ne olursa olsun chelsea'nin karşısındaki takım liverpool. ki bu takımın milan karşısında ilk yarıyı 3-0 geride bitirip memleketimiz satıhlarında aldığı bir şampiyonlar ligi kupası var. kısacası tedbirli konuşmak lazım. maçla ilgili notlara gelirsek;

- yarın hillsborough faciasının 20. yılı. bu liverpool'u kamçılayabilir. ayrıca rafa benitez steven gerrard'ı yaşadığı probleme rağmen oynatacağını söyledi. ayrıca mascherano takıma döndü. bunlar hep iyi haberler liverpool için.

- chelsea tarafında ise sıkıntı büyük. kaptanları hatta ruhları denebilecek john terry yok. defansın göbeği alex ve carvalho'dan oluşacak. chelsea'nin en büyük güvencesi ise kesinlikle hiddink.

sonuçta 2-0'lık bir yenilgi bile tur atlatacak chelsea'ya. ve yine aynı chelsea tarihi boyunca kendi sahasında oynadığı 72 avrupa kupası maçında 3 golü kalesinde görmedi.

bakalım istatistik mi, yeni bir tarih mi?

21.45 cevap saati.

bavyera mı katalunya mı


aslında sorunun cevabı kendinden menkul ama biz her şeye rağman soralım. belli mi olur belki hakikaten van bommel'in dediği gibi 8 kişi çıkar barcelona sahaya. ya da ribery'nin son gol sonrası yaptığı 5 hareketi gerçek olur. ya da bunlardan hiçbiri olmaz yani olması gereken olup barcelona tur atlar.

maç ile ilgili notlara gelirsek;

- pep guardiola takım başındaki 50. maçını tribünden seyredecek.

- ribery barcelona'ya gitmek istediğini van bommel'e söyleyip van bommel bunun medyaya fısıldadıktan sonra ilk kez bu takımın karşısına çıkacak. bakalım transferine ön ayak olacak bir performans sergileyecek mi?

- bavyera tarafında klose ve oddo kadroda yok. podolski ise şüpheli.

- katalan tarafında ise sarı kart cezalısı marquez yok. son antremana yüksek ateş sebebiyle katılamayan henry şüpheli. bu arada ilk maçın yarattığı ortam sebebiyle bazı as oyuncuları da kenarda görebiliriz.

sonuçta bu sene 47 resmi maçta 132 gol atan katalanlar ilk maçta 4 attığı bavyeralılar karşısına çıkıyor. bakalım istatististik bilimi doğruyu mu söyleyecek - ilk maçı 4 farkla kaybeden hiç bir takım üst tura çıkamadı şampiyonlar ligi'nde - yoksa yüzyılın destanı mı yazılacak?

sonuna kadar!

bodyworlds sergilerinin haifa ayağından bir iş. Gunther von Hagens'in "Plastinazione" adlı eseri.