6.9.09

afrika yolunda vol.1

dün gecesiyle beraber oldukça yoğun bir gece yaşadık. olukça ilginç sonuçlar ve olaylar yaşandı kısa kısa bakmak lazım sanırım hepsine;

en başta tabii ki milli takım. yenilmek için her şeyi yaptık ama başta arda ve tuncay olmak üzere milli takım buna izin vermedi. yeni yapıldığından mütevellit her maçı kayseri'ye alma isteğini anlıyorum yöneticilerin ama unuttukları bir durum var. bu stadın zemini henüz oturmadı. yerden, kısa paslı oynamak isteyen bir takım olduğumuzu söylerken patates tarlası gibi bir sahada oynuyoruz. daha sonrasında bu stadı seçen tüm yönetici şurekası bu zeminden şikayet ediyor. kendi ayaklarına sıkıyorlar ve bundan şikayetçi oluyorlar. inanılır gibi değil. bir ara da gürcistan'a zorluk olmasın diye trabzon'da bir maç oynamıştık ve kazanamamıştık. şimdi de estonya'nın alışık olduğu bir sahada oynayıp neredeyse puan kaybediyorduk. neyse ki arda vardı. bu çocuğun kendini geliştirme hızı bana kalırsa tez konusudur dünya futbolu için. milli takım tarihinin 600. golünün kendisinden gelmesi de muhteşem oldu. bir de tuncay'ın oynadığı takımları eleştirenler büyük değişimini gördükten sonra umarım susarlar. ve son not. bu takımın forveti artık sercan olmalı.

rakiplerimiz galibiyetle kapattılar ilk ayağı. ispanya rakibimiz olmaktan çok uzaklaşmıştı zaten ama bize son bir iyilik yaparak deplasmanda oynayacağımız belçika maçını belçika için bir formaliteye çevirdiler. 5-0 sonrası ispanya afrika biletini aldı, belçika ise axel witsel'in nası oynadığını anlamadığım bir maç sonrası kupaya veda etti.

asıl rakip bosna ise takılmadan devam ediyor. ibricic ve müslimovic ile 2-0 yendiler ermenistan'ı. hayat böyle enteresan işte. tarihsel bağlar sebebiyle kardeşimiz bellediğimiz bosna'ya karşı ilişkimizin bile olmadığı ermenistan'ı desteklemeye başlayabiliyoruz. çarşamba için bizim hücum hattımız ve hızlı oyunumuz korkutmuş olmalıdır bosna'yı. ama defansı görünce keyifleri yerine gelmiştir.

gecenin en enteresan maçı gürcistan ile italya arasında oynandı. doğduğum değil doyduğum yer diyen kaladze kendi kalesine 2 gol atarak gürcistan'ın ipini çekti. berlusconi görür herhalde kendisini.

bir diğer enteresan maçta ukrayna - andorra arasında oynandı. 5-0 biten maçın 3 golü penaltılardan geldi. 89 ve 90. dakikalarda ardı ardına gelen iki penaltı golü de geceye yazılması gerekenlerden. shevchenko penaltı ile bile olsa golünü yazdı.

fransa ve portekiz şanslarını zorlamaya devam ediyorlar. beraberlik ile biten maçlar sonrası ateş üstünde yürümeye devam ediyorlar. gol atamıyorlar, oyun kuramıyorlar. işin enteresan tarafı bu iki takım da bir kaç sene öncesine kadar dünyanın en heyecan verici topunu oynuyorlardı. domenech'e borcu var sanırım fransa futbol federasyonunun. yoksa bu takımın başında hala durmasının hiç anlamı yok. bu arada bir kendi kalesine gol durumunu da fransa yaşadı dün. escude kaleleri şaşıranlar arasına yazdırdı kendisini.

ve gecenin son maçı. arjantin messi'nin kütüğünün bağlı olduğu mekan olan rosario'da bileti kendi elleriyle verdi seleçao'ya. 3-1 biten maç sonrası çok eleştirilen dunga takımıyla afrika vizesi alırken efsane maradona belki de takımının başında son maça çıktı. tsl orjinli elano ve santos'un selaçao'nun 11'ine hem de arjantin maçında girmesi büyük olaydır. bunun yanında elano'nun ilk golün asistini yapması ve ikinci golü yaratan olması da ayrıca gurur vericidir galatasaraylılar için. arjantin'in işi zor ama en kötü 5. olup eleme maçı ile giderler afrika'ya.

bir galatasaraylı olarak son bir pargraf da galatasaraylı milliler için. türk milli takımında arda turan 1 gol - 1 asist ile oynarken, çeklerin ikinci golü maça sonradan giren milan baros'tan geldi. fildişi'nin beşlik tarifesinde bir golün altında abdul kader keita yazıyordu. brezilya'nın arjantin galibiyetinde ise elano bir tam bir yarım asaitle oynadı. sanırım haldun üstünel çok keyifli uyumuştur bu gece.

Hiç yorum yok: